Anksiyete bozukluğu, anksiyete engelleyici durumlar arz ettiğinde oluşur. Öncelikle anksiyete bozukluğunun ne olduğunu anlamak için anksiyetenin tanımını yapmak gerekir. Anksiyete, hemen hemen herkes tarafından yaygın olarak yaşanması muhtemel insani bir duygudur. Bu duygu sayesinde kişi tehlikeyi algılar, gereğini yapmak üzere harekete geçer. Kişi, bedensel ve ruhsal varlığını tehdit eden olası ya da gerçek bir tehdit algılaması yaşar. Bunun sonucunda yaşadığı huzursuzluk, korku ve kaygıya neden olur. Yaşamı tehdit eden gerçek tehlike karşısında hissedilen duygu korku iken; kaynağı belli olmayan, ortada hiçbir somut tehlike olmamasına karşın kişinin yaşadığı huzursuzluk, tedirginlik hali ise kaygı (anksiyete) olarak adlandırılmaktadır. Herhangi bir tehdit algılayan insan, tıpkı diğer canlılar gibi tehlike karşısında bazı otomatik davranışlar gösterir.
Önce hızlıca durumu değerlendirir ve o an için en uygun davranış hangisi ise onu sergiler. Bu kaçmak, donmak ya da savaşmaktır. Vereceğimiz yanıt her ne olursa olsun organizma bu yeni duruma uyum sağlamak için birtakım değişiklikler yaşar. Bedensel ve zihinsel olarak aşırı uyarılmış hale gelir. O sırada oluşan değişikliklere bağlı olarak birtakım bedensel, duygusal ve zihinsel duyumlar yaşayıp algılayabilir. Bedensel olarak çarpıntı, nefes almada zorluk, hızlı hızlı nefes alma, ellerde ve ayaklarda titreme, aşırı terleme, göz bebeklerinde büyüme, bağırsak hareketlerinde değişiklik, sık idrara çıkma isteği gibi belirtilerin yanında ruhsal ve zihinsel olarak sıkıntı, huzursuzluk, heyecan, aniden çok kötü bir şey olacakmış hissi, iç sıkıntısı, dikkat ve konsantrasyon değişiklikleri sayılabilir. Bu pek de hoş olmayan yaşantıyı çoğu zaman yaşamak istemesek de aslında anksiyete insanoğlu için sağ kalma reflekslerinden bir tanesidir. Kişinin yeni koşullara uyumunu sağladığı gibi ruhsal gelişiminin daha üst basamaklara çıkmasında itici bir işlev görür.
Anksiyete, uyum sağlayıcı, ruhsal gelişimi olumlu yönde geliştirici işlevi yanında, engelleyicide olma ihtimali taşır. O zaman anksiyete bozukluklarından söz etmek mümkündür. Anksiyete (kaygı) bozukluğunda kaygı duygusunun bir tehlike yokken kendini göstermesidir. Hissedilen korku veya endişe, ilgili durumla orantılı olmaması söz konusudur. Bu durum uzun süre devam eder ve çok güçlü his olur. Kişi tarafından kontrol edilemeyen ve kendiliğinden geçmemesi söz konusudur. Bu durum kişiyi fazlasıyla rahatsız edebilmekte ve günlük hayatına devam etmesini zorlaştırabilmektedir.
Anksiyete belirtilerinin zihinsel bir sağlık problemi olduğu durumları şu şekilde sıralayabiliriz;
- Kaygı halleri çok güçlü hissediliyorsa ya da uzun sürüyorsa,
- Duyulan korku veya endişe, ilgili durumla orantılı değilse,
- Endişe hissetmeye neden olabilecek durumlardan kaçınma varsa,
- Endişeler kontrol edilmesi zor durumlara neden oluyorsa,
- Panik atak tarzında anksiyete belirtileri düzenli olarak ortaya çıkıyorsa,
- Günlük hayata dâhil olmak ya da zevk alınan şeyleri yapmak zor geliyorsa, bu durum zihinsel bir rahatsızlık boyutundadır.
Kaygı bozukluğu olan kişiler çoğu zaman endişeyi yoğun bir şekilde hissettiklerinin farkındadır. Ancak kendilerini kontrol edemez ve sakinleşemez. Durum bu seviyeye ulaştığında kişilerin sağlıklı bir hayat sürebilmesi için tedavi olması gerekmektedir.
Anksiyete bozuklukları genel toplumda en yaygın görülen ruhsal bozukluklardır. Kaygı bozuklukları üzerine yapılan bilimsel araştırmalarda bu hastalık grubunun yaşam boyunca %15-30 oranında görülebildiği bildirilmiştir.
Kaygı duygusunun ön planda olduğu bu bozukluklar geniş bir hastalık grubunu kapsar.
Bu hastalıklar şunlardır:
1) Yaygın anksiyete bozukluğu: Süregen, aşırı ve durumla uygun olmayan bir endişe hali temel belirtidir
2) Panik Bozukluk: Aniden ortaya çıkan ve zaman zaman tekrarlayan, ölüm korkusunun da eşlik edebildiği, çarpıntı, nefes darlığı ve terleme gibi fiziksel belirtiler ve yoğun sıkıntı ya da korku nöbetleri temel belirtilerdir
3) Sosyal fobi: Toplulukta konuşma, sosyal ortamlarda kendini ifade edebilme gibi konularda çekingenlik temel belirtilerdir
4) Özgül fobiler: Bazı durumlar, canlılar veya nesnelerden (uçak korkusu, yükseklik korkusu, hayvan korkusu vb) duyulan mantıksız/aşırı korku temel belirtidir
5) Travma sonrası stres bozukluğu: Kişiyi aşırı korkutan, dehşet içinde bırakan, çaresizlik yaratan, genellikle olağandışı ve beklenmedik yaşam olaylarının (doğal afet, savaş, fiziksel ya da cinsel saldırı, işkence vb.) yol açtığı psikolojik etkilerdir
6) Obsesif kompulsif bozukluk (Saplantı zorlantı bozukluğu): Takıntılı düşünce, fikir ve dürtüler (kirlenme, emin olamama vb.) ile bunları yatıştırmak için yapılan yineleyici davranışlar (aşırı temizlik yapma, simetri, sayı sayma vb.) ve zihinsel eylemler
Anksiyete bozukluğu tanısı alanında uzman psikiyatri hekimi tarafından yapılan psikiyatrik değerlendirme ve muayene sonrasında konulmaktadır.
Belirtilerinin fiziksel hastalıklar yüzünden oluşup oluşmadığını anlamak için çeşitli tetkik ve incelemeler gerekir. Anksiyete bozuklukları tedavisi olan hastalıklardır, hastaların çoğunluğu tedaviden yarar görür. Psikoterapi ya da ilaç tedavilerinden oluşan yöntemlerden birinin ya da birlikte uygulanmasının etkin olduğu gösterilmiştir. Hangi tür tedavinin size uygun olabileceğine doktorunuzla birlikte karar vermek gerekir. Bir kişi için uygun olan bir tedavi, diğeri için uygun olmak zorunda değildir.