Depresyon, etkinliklerden ve daha önce kişiye zevk veren durumlardan artık eskisi gibi zevk alamamama ve bunlara karşı ilginin kaybolmasıyla kendini gösteren, çökkünlük, karamsarlık yanında keder ve elem duygularının yoğun ve sürekli hissedilmesi ile giden ruhsal bir hastalıktır. Aynı zamanda işlevlerde yavaşlama, güçte, özgüven ve özsaygıda azalma gibi belirtilerde eşlik eder.
Yaşam boyu görülme sıklığı %1,5 ile %19 arasında olan bu hastalık, her yaşta görülebilir, ancak orta yaşlarda ve özellikle de 40-50 yaşları arasında daha sık izlenir. Kadınlarda erkeklere göre 2 kat daha sık görülür. Yineleyici depresyonlar kadınlarda daha sıktır. Akut atak geçirenlerin %15 kadarında depresyon süreğenleşme eğilimi gösterir.
Depresyondaki elemli, kederli hissetme hali, ruh halimizde zaman zaman olan duygusal dalgalanmalardan ve hayatın günlük zorluklarına karşı verilen kısa süreli duygusal tepkilerden farklıdır. Bu durum en az 2 hafta sürer ve gün boyu devam eder. Kişinin günlük yaşamını ve işlevselliğini bozacak düzeyde yoğun olarak izlenir.
En sık görülen depresyon belirtileri şunlardır:
- Sürekli üzgün hissetmek
- Günlük aktivitelere ilgi ve zevk kaybı
- İştah değişiklikleri: Aşırı yeme veya iştahsızlık
- Uykuya dalmada zorluk, sık uyanma veya aşırı uyuma
- Sürekli yorgun hissetme
- Konuşmada ve hareketlerde yavaşlık
- Değersiz ve suçlu hissetmek
Depresyon nedeninin açıklayan tek bir faktör yoktur. Çoklu sebeplerin neden olduğu beyin biyokimyasındaki değişiklikler sonucu yaşanır. Bu dengesizlik çevresel nedenlerden ve genetik özelliklerden etkilenmektedir. Depresyon ailesel yatkınlık gösterir. Yakın akrabalarda bu hastalığın görülme sıklığı genel topluma göre 2-5 kat daha fazladır. İkiz çalışmaları da genetiği desteklemektedir. Ancak genetik etkiler yatkınlık düzeyindedir. Depresyon hastalığı çevresel stres etkenlerinden de önemli ölçüde etkilenir. Yapılan çalışmalar bazı durumlarda daha sık yaşandığını ortaya koymuştur. Depresyon için risk faktörleri şöyle sıralanabilir:
- Erken ebeveyn kaybı
- Madde ve alkol kötü kullanımı
- Anksiyete bozuklukları
- Kadın olmak
- Erken ebeveyn kaybı
- Düşük sosyoekonomik düzey
- Ayrı yaşama, boşanmış olma
- İşsizlik
- Daha önce depresyon geçirmiş olma
- Yakın zamanda önemli yaşam olayları, stres etkenleri
- Kişilik yapısı
- Çocukluk döneminde cinsel veya fiziksel kötü davranılma öyküsü
- Bazı ilaçlar
- Hormonal değişiklikler
Depresyon tanısı koyabilmek için anlatılan belirtilerin tamamının bulunması gerekmez. Yukardaki belirtilerden bir küme işlevselliği bozacak kadar ağır ise ve başka nedenlere bağlanamıyorsa tanı konur. Bu etkenlerin psikiyatri uzmanı tarından değerlendirilmesi gerekir. Bazen altta yatan sebepleri araştırmak için çeşitli laboratuvar tetkikleri, görüntüleme yöntemleri ve psikolojik testler yapılsa da hastanın psikiyatrik muayenesi çok önemlidir.
Depresyonun seyri nasıldır?
- Depresyon olgularının % 85 ya da daha fazlası bilinen olağan tedavi yöntemlerinden yararlanır.
- Tedavi edilmeyen olgular ise 6-24 ayda düzelirler.
- % 5-10 kadar olguda ise iki yıldan fazla sürer. Tedavi ile bu süre birkaç hafta ile birkaç aya indirilebilmektedir. Tedaviye erken başlamak yanıt alma süresini kısaltır.
- %10-15 olgu ise süreğen seyir gösterir.
Depresyon yineleyici bir hastalıktır. Daha önce tekrarlamış olması tekrarlama olasılığını arttırır. Erken başlayanlarda yineleme olasılığı daha yüksektir. Stres etkenleri ile başlaması arasında bir ilişki olabilmekle birlikte bu zorunlu değildir. Depresyon yaşam boyu ataklar ve yinelemelerle sürer.
Depresyonda yineleme için risk etkenleri şunlardır:
- Kalıntı belirtilerin varlığı
- Daha önce depresyon geçirmiş olmak
- Kronik depresyon
- Duygudurum bozuklukları için aile öyküsü
- Anksiyete ve madde kullanımı depresyonla birlikte görülmesi
- Depresyonun 60 yaş üzerinde başlaması
Depresyon tedavisinde iş birliği yapan hastalarda tedavi başarı oranları oldukça yüksektir. Tedavide çeşitli antidepresan ilaç tedavileri ve psikoterapi yöntemleri kullanılır. Hastalar tedaviye yüksek oranda yanıt verir.
Yineleyen depresyonlarda en önemli neden gerek ilacın dozu gerekse tedavi süresi açısından yetersiz tedavidir. Doz ve tedavi süresine uymak depresyondan yüksek oranda korunmayı sağlar. Çevresel nedenlerin belirgin olduğu durumlarda stres etkenlerini azaltacak veya kontrol edecek önlemler depresyonun yinelemesini azaltabilir.